Afetle mücadele için sigortacılık sisteminin olduğu bağımsız, etkin ve şeffaf çözümün bir an önce gerekli olduğunu ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilcisi Hasan Kuru; “Aydın özelinde hata yapma şansımız yok. Depreme dirençli Aydın oluşturmalıyız” dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilciliği, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen ve merkez üssü Gölcük olan 7.4 büyüklüğündeki depremin yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Oda binasında gerçekleştirilen basın açıklamasında yapı denetim sistemin yetersiz olduğuna dikkat çeken Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilcisi Hasan Kuru, Fay Yasası'nın çıkarılması gerektiğine dikkat çekerek “Son 24 yıl içerisinde 17 Ağustos 1999 Körfez Depremi, 6 Şubat Maraş Depremi başta olmak üzere birçok depremde binlerce, hatta on binlerce insanımızı kaybettik. Yaşamış olduğumuz tabiat olayları afete hatta felakete dönüşmüştür. 1999 depremi üzerinden geçen 24 yıla rağmen afetlerle mücadele yetersiz olduğunu 6 Şubat günü acı bir tecrübeyle gördük. Birçok uygulamanın eksik veya yanlış olduğunu, yasa, yönetmelik ve benzerinden bazılarının uygulanabilir olmadığını gördük. Yasa ve yönetmeliklerde bulunan yanlışlık ve eksiklikler, yapı denetim mekanizmasını etkin çalıştırmamakta, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı maalesef bu konuda yetersiz kalmaktadır. 1999 sonrası kurulan denetleme sisteminde sadece yapı bilimini oluşturan meslek disiplinleri görevlendirilmiştir. Ancak yaşadığımız depremler ve doğal afetler de göstermiştir ki yer bilimlerinin olmadığı hiçbir denetim doğru ve yeterli değildir, yeterli olmayacaktır. Yerbilimciler yani jeoloji mühendisleri yok sayılmıştır. Jeoloji mühendisleri olmadan afetlerle mücadele mümkün değildir. Afetlerle mücadelede en temel uygulama olan yer bilimlerinin, jeolojinin yok sayıldığı bir afetle mücadele zaten yok hükmündedir. Ancak milletimize bu acıların yaşatılması kabul edilemez, tarifi güç bir sorumsuzluktur” dedi.
“AYDIN ÖZELİNDE HATA YAPMA ŞANSIMIZ YOK”
Afetle mücadele için sigortacılık sisteminin olduğu bağımsız, etkin ve şeffaf çözümün bir an önce gerekli olduğuna dikkat çeken Kuru; “Yer seçiminden, zemin şartlarına ve yapı imalatının her aşamasına kadar hukuksal koruma altında profesyonel yeterlilik sahibi teknik uzman mühendis ve mimarlarca sigortacılık koruması, denetimi, mali ve hukuksal koruma şemsiyesi altında zemin ve yapı denetleme sistemi kurulmalıdır. Ülke olarak hızlı bir şekilde, fay yasası çıkarılmalı, afetlerle mücadele için hukuk çerçevesinde, yerbilimleri temelli sigorta koruma zemin ve yapı denetim sistemi kurulmalı, etkin ve uygulanabilir yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Aktif fay hatları üzerinde olan yerleşim alanları, afet duyarlı riskli alanlardaki yapılaşmalar, ekonomik fon oluşturularak planlama dahilinde kısa, orta ve uzun vadede uygun alanlara taşınmalıdır. Aydın özelinde ise hata yapma şansımız yok. Aydın kentimiz, aktif fay hattı üzerine kurulmuş kentlerimizden birisidir. Zemin ve yapılaşma açısından çok iyi bir noktada olmadığını düşünürsek bundan sonraki doğa olaylarının afete dönüşmemesi için hata yapma şansımızın olmadığı ortadadır. Bu yüzden depreme dirençli bir Aydın oluşturmalıyız. Bu hususta kamu, yerel idare, jeoloji mühendisleri odası gibi meslek odaları ve halkımızın işbirliği içinde olduğu uzun soluklu çalışmaların yapılmasına ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.
“YER BİLİMİ OLMADAN RİSKLİ YAPI KONTROLÜ YAPILAMAZ”
Zemin değerlendirmesi yapılmadan bina güçlendirme çalışmasının yapılmaması gerektiğini sözlerine ekleyen Kuru; “Mevcut yapı stoğunun deprem anındaki davranışı, üzerlerinde bulundukları zeminin jeolojik şartları da dikkate alınarak ortaya çıkarılmalıdır. Bahsi geçen çalışmanın birden fazla meslek disiplini tarafından yapılması ve zemin yapı ilişkisi kurularak ortaya resmi kurumlar tarafından konmalıdır. Vatandaşlarımız münferit olarak kişisel çalışma ve çabalarda bulunmamalıdır. Zemin değerlendirmesi yapılmadan hiçbir bina için güçlendirme çalışması yapılmamalı, zira doğru sonuç vermediği acı tecrübelerle yaşanmıştır. Depremler başta olmak üzere afetlerle mücadele, baştan sona kadar bir bütün olarak planlanıp zamana yayılarak uygulanmalıdır. Tüm süreçlerde yönetsel ve toplumsal afet, risk yönetimi ve afet algısı eğitim süreçleri esas ve sürdürülebilir olmalıdır. Aydın kentimizi depreme dirençli hale getirecek, mekanları kullanabilir hale getirebilecek ve gerekli alt yapıyı oluşturabilecek bilgi birikim ve algıya sahip yönetim modelini el birliği ile oluşturmamız gerekmektedir” dedi.
Yorum Yazın