Aydın tarımının can damarlarından olan Büyük Menderes Nehri, zeytin atıkları nedeniyle siyah renge büründü.Bir dönem Kemal Sunal'ın oynadığı İnatçı filminin bazı sahnelerinin çekildiği tarihi taş köprü bölgesinde bulunan Serçin priz kanalı, zeytin işleme tesislerinden salınan atıklar sebebiyle siyah akıyor.
Aydın'ın Söke ilçesi Sarıkemer bölgesinde bulunan ve Kemal Sunal'ın başrolünü oynadığı İnatçı filmine de ev sahipliği yapan tarihi taş köprü, tekrar biriken çöpler ile yıkılma tehdidi yaşarken, bölgedeki Serçin priz kanalı da zeytin atıklarıyla siyah renge büründü.
Zeytinyağı atık sularının çevresel etkilerinin tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, “Dinar Suçıkan mevkiinden doğarak, 584 kilometre kıvrıla kıvrıla bütün havzaya hayat veren Büyük Menderes Nehri, çevresindeki işletmeler ve hatta dereler, çaylarla nehir yatağına çok uzak olan yerlerden bile insan kaynaklı olarak kirletilmeye devam ediyor. Doğaya, derelere, çaylara insafsızca atılan çöplerin hepsi Büyük Menderes Nehri'nde buluşuyor. Her yıl yağmurlardan sonra yukarı havzalardan insan kaynaklı atılan çöpler, Sarıkemer'deki tarihi taş köprüde birikiyor. Taş köprünün menfezleri ağaç kütükleriyle tıkalı olduğundan suyla sürekli gelen çöpler adacıklar oluşturuyor. Menderesteki suyun debisine göre sular bazen taş köprünün üzerinden aşarak tüm çöpleri Ege Denizi'ne ve kısmen de Bafa Gölü'ne taşıyor. Şu anda zeytin zamanı. Zeytinler fabrikalarda sıkılıyor. Bazı işletmeler özellikle yağmurlu günlerde dinlendirme havuzlarında tutmaları gereken zeytinyağı kara atık sularını Menderes'e veriyor. Menderes şimdi de simsiyah akıyor. Kara atık suları denize kadar ulaşıyor. Bafa Gölü'ne Menderes'ten su taşıyan Serçin priz kanalı siyah renge bürünmüş durumda. Yeterli oksijen alamayan balıklar su yüzeyine çıkınca göldeki tüm kuşlar kanala doluşmuş. Bafa Gölü'nün Serçin bölümüne kara atık sularının yaygın bir şekilde dağıldığı görülüyor. Zeytinyağı atık sularının çevresel etkileri de tehdit oluşturuyor. Bu durum bölgenin kaderi olmamalıdır. İlgili her kurum kendi alanında mutlaka harekete geçmeli, gerekli yaptırımları uygulamalı ve sorumlular hakkında gereğini yapmalıdır. Hiç kimsenin doğayı hoyratça kullanma hakkı olmamalıdır. Kirleten mutlaka bedelini ödemelidir. Biyoçeşitliliğe zarar veren, görüntü kirliliği oluşturan, çevresinde yaşamış olduğu insanların sağlığını bozan ve mutsuz eden bu görüntülerin bir an önce kaldırılacağını umuyoruz” dedi.
Mahalle sakinleri ise 50-60 yıl önce nehre girebildiklerini ve yüzebildiklerini ifade ederek, şimdi ise nehrin çöplüğe döndüğünü belirttiler.
Yorum Yazın