Aydın’ın Efeler ilçesinin tek sahafı olarak faaliyet gösteren Fehmi Keskin, dijital mecralara rağmen kitaba olan dönüşün her geçen gün arttığını ifade ederek “İnsanlar teknolojiden sıkıldıkça tekrar eski alışkanlıklarına geri dönüyorlar. Zaten gerçek okurlar da kitabın verdiği hazdan vazgeçemiyor” dedi.
Aydın’ın Efeler ilçesinde yaşayan Fehmi Keskin, hayalini gerçeğe dönüştürmek için çıktığı yolda, açtığı sahaf dükkanı ile merkez ilçe Efeler’in tek sahafı olmayı başardı. İkinci el kitaplardaki yaşanmışlığın hissedilmesi için sahaf kültürünü yaygınlaştırmaya çalışan Keskin, sahaflığı ise “Sahaf aramadığın kitapları bulduğun yerdir” olarak tanımlıyor. Tüm insanların her gün kitap okumaya zaman ayırması ile birlikte dünyanın daha iyi bir yer olabileceğini ifade eden Keskin, 2013 yılında açtığı kitap kafe ile hayalini gerçekleştirmek için adım attı. Kitap söyleşilerinin yapılması, kitap kulübünün oluşturulması hayaliyle, evindeki 4 bine yakın kitapla açtığı kitap kafede, 3 yıl içerisinde sadece 2 kişinin kitap okumaya geldiğini ifade eden Keskin; “Ben 2013 senesinde üniversiteyi kazandığımda bir kitap kafe açtım. Daha öncede birçok kitapçıda çalışmıştım. Zaten buradaki kitaplar da tamamen kendi okuduğum evimden getirdiğim kitaplar. Kendime ait olan kitaplarımı kitap kafeye taşıdım. Kitap kafemizde okuma saatleri yaptım, o saatlerde çayı kahveyi ücretsiz yaptım. Ancak o işte, beni kıran şey şu oldu. 3 sene orayı işlettim ve o 3 sene içerisinde sadece 2 kişi kitap okudu. Adı kitap kafeydi ama herkes sohbet etmeye, oyun oynamaya geldi. Kitap gitti, kafe kısmı kaldı yani. Ben, insanlar gelsin kitaplar okusun, kitap söyleşileri yapalım, bir kitap kulübü kuralım hayaliyle orayı açmıştım ama olmadı. Kafe işine 3 sene dayanabildim. Sözleşmem bitti ve ben bunu bırakıyorum dedim. Daha sonra 20 yıldır hayalini kurduğum sahaf dükkanımı evimden getirdiğim 4 bine yakın kitapla kurdum. Evime sığmayan kitaplarımı buraya getirdim. Daha sonra Efeler’in en mistik ve otantik sokaklarından olan Hasır Pazarı’nda dükkanımı açmak istedim ve işyerimi buldum. Çünkü burasının o eski İstanbul, İzmir sahaflarının atmosferi var. Zaten bu işe ticaret olarak baksaydım daha işlek ve göz önünde bulunan yerlerde açardım. Ama ben bunu ticaret olarak değil, o eski şehir ruhunu yansıtmak için burada açtım. 7 yıldır da burada sahaflık yapıyorum. Diğer hobim olan arkeolojide de doktoramı yapıyorum. Yani iki hobimi de birlikte yan yana götürmeye çalışıyorum” dedi.
“AYDIN’DA MAALESEF BU KÜLTÜR EMEKLİYOR”
Sahaf dükkanında kitaptan ziyade yaşanmışlığı okurlarına verdiklerini belirten Keskin; “Birçok kişi hala daha Aydın’da bir sahaf olduğunu bilmiyor. Birçoğu AVM kültürüne alışmış çünkü. AVM’den kitap alıp yandaki kahveciden fotoğraf çekmeye alışmışlar. İkinci elin, sahaflığın ne olduğunu bilmiyorlar. Buraya gelen ve kitabı eline alan kişi ‘bu okunmuş’ diyor. Bizim işimiz bu zaten. Okunmuş kitapları, yaşanmışlığı olan şeyleri alıyoruz. İşin güzelliği burada. Biz burada yaşanmışlığı veriyoruz aslında kitabı değil. Bu sahaf kültürünü de 7 senedir burada öğretmeye çalışıyoruz. Aydın’da maalesef saha kültürü daha emekliyor. Çünkü merkezde bir tane sahafla bu iş olmaz” dedi.
“KİTAPLARA DÖNMEYE BAŞLADILAR”
Dijital mecralarda, e-kitap üzerinden kitap okuyan insanların tekrar normal kitaplara dönmeye başladığının altını çizen Keskin; “Adamın e-kitabında 3 bin kitabı var ama geliyor orada okuduğu kitabı, burada dokunarak, koklayarak alıyor. Bir öğrenci olarak da şunu söylüyorum. Sıfır kitapların fiyatı gerçekten çok pahalı. İnsanlar, e-kitaba, rastgele taranmış ne olduğu belli olmayan sitelere yöneliyor ve o kitapları okumak zorunda kalıyorlar. Çünkü ekonomik olarak artık sıfır kitap, çok maliyetli oluyor. Artık ikinci ele dönüş başladı. Tabi sahaf dendiğinde direk ucuz kitap akla gelmesin, burada nadide kitaplar da var. Özel basımlar, baskısı kalmamış, ilk baskısı imzalı, Türkiye’de olmayan Avrupa satışı bitmiş nadir kitaplar da var. Çünkü kitabın nerden çıkacağını hiçbir zaman bilemezsin. Zaten sahaf da ölülerin kitaplarını alıp, dirilere satan kişidir. İnsanlar teknolojiden sıkıldıkça tekrar eski alışkanlıklarına geri dönüyorlar. Çünkü teknoloji bir yerde patlayacak. Zaten gerçek kitap okurları zamanında bir hevesle aldıkları e-kitapların yüzüne bakmıyorlar şimdi. Kitap okumayı seviyorlar. O kitabı okuduğunuzda her sayfayı çevirdiğinizde aldığınız o kitabın kokusu bile okurken ayrı bir haz veriyor insana” şeklinde konuştu.
Sahaflığın çok eski bir meslek olduğunu ifade eden Keskin; “Yazı bulunduğunda beri, kütüphanecilik oluştuğundan itibaren sahaf vardır. Çok eski bir meslektir sahafçılık. Aydın’da sayımız az. İl genelinde 5-6 sahaf anca var. Bu da çok acı bir şey aslında. Aydın’ı kültürel açıdan en iyi tanıtabilecek bir sokaktayız aslında. Burası bir tarihi çarşıya çevrilsin benim karşıma başka bir sahaf daha açılsın çok isterim. Tarih kokan sayfalar içinde yaşıyoruz aslında” dedi.
“SAHAF, ARAMADIĞIN KİTAPLARI BULDUĞUN YERDİR”
Sahaflığın insanların aramadığı kitapları bulduğu yerler olduğunu vurgulayan Keskin; “Kitabevine gittiğinizde aradığınız bir kitabı bulabilirsiniz. Sahaf aramadığın kitapları bulduğun yerdir. Bir sahafa girdiğiniz zaman raflarda kaybolmalısınız. Sahaf size ‘ne arıyosunuz’ diye sormaz. Bizler gelenlerin aramadığı kitapları bulacağı kişiyiz. İşin güzelliği de burada aslında. Benim elimde misal 1800’lü yılların başlarından kitaplar var. Mesela şu anda Türkiye ve Avrupa’da satışı olmayan, yanlış hatırlamıyorsam 1829 yılı baskı, orijinal ceylan derisi ciltli Napolyon Bonapart’ın Saint Helena Adası Günlükleri, Fransızca olarak 4 cilt takım halinde elimizde var. En nadide eserlerimizden birisidir. Yine 1970’lerde Türkiye’de olmayan İtalyanca müze katalogları var. İlk basılmış Fransızca sözlük var mesela deri ciltli. Bu çok kıymetli benim için tabi fiyat olarak değil” dedi.
“KİTAP OKUMAYA VAKİT AYIRMALIYIZ”
Sahaf kültürüne vatandaşların yönelmeye başladığını sözlerine ekleyen Keskin; “Tabi piyasa da buraya itiyor. Yen kitapları ikinci el olarak almak da pahalı aslında. Çünkü sen 200 TL’ye kitap almışsın bana kaç paraya satacaksın ben kaç paraya satacağım. Bu zaten yakında bir kaosa dönecek aslında. Ama bende fiyatlar 10 TL’den başlıyor. Kitaplarımızın çoğunluğu 10 ile 50 TL arasında. İnsanlar kitaptan kaçmasınlar. Evet hayat pahalı ama insanlar internette televizyonda geçirecekleri zamanın küçük bir kısmını kitaba ayırırlarsa, ülkemiz daha da güzel bir yer olabilir diye düşünüyorum” dedi.
“İNSANLARI BU KÜLTÜRÜN İÇİNE ÇEKİYORUZ”
Sahaf kültürünün artması ve kitap okuma alışkanlığının artması için etkinlikler de düzenlediklerini belirten Keskin; “Biz burada okuma günleri, kitap sohbetleri yaptık. Son 1 aydır da Cuma akşamları kitap mezatları yapmaya başladık. Bir sosyal aktivite olsun, insanlar farklı şeyler yakalayabilsin ümidiyle. Güzel de geçiyor mezatlarımız. Mezata gelenler evlerinden getirdikleri kitapları da burada mezata çıkarabiliyorlar. Sadece kitabı ben satmıyorum. Burada bir etkileşim oluyor. Kitabın yanında eski plakları da çıkarıyoruz. Önce gelen okurlarımızın kitaplarını, mezata çıkarıyoruz. 20 TL’den başlangıç fiyatı ile başlatıyoruz. Güzel bir etkinlik oluyor. En önemlisi de bu mezatımız ile insanlarımızı bu kültürün içine çekiyoruz. İkinci el kitap kültürünü, eski kitap kültürünü oturtmaya çalışıyoruz” dedi.
Yorum Yazın