Türkiye’de turizmin ilk başladığı bölgelerin biri olan Kuşadası’nda dağ taş inşaat oldu. Şehir merkezinde yer kalmaması nedeniyle inşaat çalışmaları Kuşadası Kirazlı yolu üzerinde Değirmendere’ye kadar ulaştı.
Kayıtlara göre balıkçılık ve tarımın da önemli merkezlerinden biri olan Kuşadası’nda 1896 yıllarında 3 otel, 7 han ile 30 kadar yeme içme sektöründe hizmet veren işletme bulunuyordu. Turizmden ziyade ticari faaliyetlerin yoğun olduğu Kuşadası’ndaki bu otellerde Kuşadası'na mal almaya gelen tüccarlar kalıyordu. Yaz dönemlerinde havası ve suyunun faydalı bulunması nedeniyle ilçeye gelenlerin sayısı artmaya başlayınca Kuşadası Turizm ile 1900’lü yıllarda tanıştı.
1960 yıllarının başında gerçek anlamda yerli ve yabancı turizme açılan Kuşadası'nda geride kalan yaklaşık 60 yıllık süreçte dağ taş inşaat oldu. Her yıl çok sayıda otel ve villanın inşa edildiği Kuşadası’nda gelişigüzel yapılan binaların endişe verici olduğu belirtildi.
Biyolojik çeşitlilik açısından Aydın bölgesinin en zengin alanlarından birinin Kuşadası ve çevresi olduğunu belirten EKODOSD (Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği) Başkanı Bahattin Sürücü, “Kuşadası, 1980’li yıllardan sonra gelişen turizmle birlikte ekolojik açıdan hassas olan bölgelerini yitirmeye başlamıştır. Sadece doğal alanlarını değil tarım alanlarının büyük bir bölümünü de yitiren Kuşadası’nda zeytin ağaçları ve yüzlerce hektarlık şeftali bahçelerinin ve bostan tarlalarının yerlerinde bugün lüks villalar yükselmiştir. Şimdi de Kuşadası’nda devam eden yapılaşmalar, mutlak korunması gereken makilik ve ormanlık alanlara kaymaya başladı. Günümüze kadar korunarak gelmiş ormanlık alanlar, yaban hayatı ve nadir bitki türlerinin olduğu makilik bölgelerde mantar gibi türeyen binalar yükselmeye devam ediyor. Bununla birlikte yaban hayatı da yok oluyor. Kuşadası’nın zengin bitki çeşitliliğini zarar veren, yaban hayatını sıkıntıya sokan, doğal peyzajını bozan, iklimini değiştiren ve en önemlisi de yaşamsal ihtiyaç olan su sorunları oluşturacak kırsaldaki bu projelere izin verilmemelidir” dedi.
Kuşadası’nın çevresinde özellikle Kirazlı bölgesinde başlayan bu yapılaşmalar, böyle devam ettiği müddetçe doğal peyzajı ve ekolojik yapıyı bozarak geri dönülmez tahribatlar oluşturacağını kaydeden Sürücü, açıklamasının devamında “Aslında Kuşadası çok zengin bir coğrafyadadır. Yaban hayatı, bitki zenginliği, binlerce yıllık anıt ağaçları, kültürel varlıkları ve Toscana’yı aratmayacak tarımsal alanlarıyla birlikte bütüncül olarak bu zenginliklerin korunması gerekir. Bu bölgede yapılaşmalar yerine, kırsalda yaşayan insanların refahını yükseltecek tarımın ve koruma ve korumaya uyumlu bir şekilde yapılacak ekoturizm projelerinin desteklenmesi gerekmektedir. Yıllardır bu bölgede çalışma yapıyoruz. Kültür varlıkları ile çalışma yaptık. Sit alanı ilan ettirdiğimiz oldu. Bu inşaatların arka bölümünde kalan dağı komple sit yaptırdık. Tahribatın önlenmesi amacıyla Mimarlar Odası ve STK’lar ile ‘Kent kimliği’ çalıştayı yapılarak tedbirler alınacak. Her taraf inşaat ve yapılaşma bu nedenle yeşil alan kalmadı” diye konuştu.
Yorum Yazın