(Yıllar önce Nazilli'de duayen gazeteci merhum Müjdat Şevket Altınayar'ın Havadis Gazetesi'nde yazmaya başladığım köşe yazılarıma,
Nazilli'mizin evladı Eray Gökçe kardeşimizin imtiyaz sahibi olduğu Muhabir Gazetesi'nde devam ediyorum.)
Ezanlar okuyup camilere gelmeyin diyen müezzinler,
Askerlik çağı gelmiş gençlere bir iki ay daha gelmeyin diyen Milli Savunma Bakanı
Hafta sonları dışarılarda ‘ekmekçi’ diye bağıran fırıncılar.
Sosyal medyada sıkça paylaşılan evdeKAL şarkıları.
Radyoda da Muazzez ERSOY’un nostalji bir şarkısı:
‘…Ne zaman bitecek tanrım bu azap, yarını olmayan günlere kaldık…’
*
Bütün dünyanın baş edemediği COVİD19 illeti ile mücadele etmek için çok acil ihtiyaçlarımız dışında evden çıkmamaya özen gösteriyoruz.
Salgının kol gezdiği bu zor günlerde, her dakika bire bir sahada olup, Nazilli halkının çıkarları doğrultusunda,
Kriz yönetimindeki başarısından dolayı, Nazilli Belediye Başkanımıza ve tüm Nazilli Belediyesi çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum...
*
Haftalardır evde olunca bu virüsün çıkış nedenleri hakkında geniş bir araştırma yapma şansım oldu.
Nerden çıktı bu Korona?
En fazla bilinen ve genel olarak inanılan görüş;
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan kentinde, yarasa ve yenmeye alışkın olunmayan hayvan etlerini yiyen insanlardan yayıldı dünyaya.
Bir diğer görüş ise;
Bu virüsün güneşin zararlı ışınlarından yayıldığı yönünde.
‘Wuhan’daki insanlar binlerce yıldır o hayvanları yiyorlar. Bu virüsün ve birçok hastalığın kaynağı, güneşin yaydığı RADYASYON’dur. En açık belirtisi de, geçtiğimiz aylarda Avusturalya kıtasında çıkan ve baş edilemeyen orman yangınlarıdır.’ diyorlar.
Çağımızda radyasyonun en büyük sebebi de kablosuz teknolojidir.
Hatırlar mısınız?
İlk siyah beyaz televizyonlar çıktığında 3-5 metre uzaktan izlememiz istenirdi. Çünkü o televizyonlar radyasyon yayıyordu. Bizlere radyasyondan bahsetmez, ‘gözleriniz bozulur’ derlerdi hep.
Yeni teknolojide o yıllarda kullanılan tüp yerine led teknolojisine geçilmiş olsa da yine de elektromanyetik etkileşim oluyor. Bunun üzerine kablosuz teknoloji de eklenince bizler maalesef radyasyonla koyun koyuna yaşıyoruz.
Ayrıca İtalya’nın kuzeyi ve İspanya, dünyadaki 5G interneti ilk kullanan ülkeler arasındadır. Bilindiği gibi bu ülkelerde virüs ile baş edilemiyor.
Dünyamız fizik kuralları üzerinde kurulmuştur.
İnsanlar bu fizik kurallarını ihlal ettikçe, dünyanın ve doğanın dengesi alt üst oluyor.
Birçok hastalık da bu dengesizliğin bir ürünüdür.
(Bu görüş için daha geniş bilgi edinmek isteyenler bana ulaşabilirler)
Gelelim şimdi, çok değer verdiğim bir doktor arkadaşımın görüşüne;
Bilimsel bir görüş olmasa da,
Diyor ki arkadaşım;
İslamiyetin dünyada en güzel yaşandığı ülkeydik. Vahşi kapitalizm bizi öyle bir hale koydu ki, inançlarımızı bile reklama dönüştürmeye başladık.
Bir elin verdiğini öbür elin bile görmemesi gerekirken bizler yapılan yardımın ve ibadetin reklamının peşine düştük.
İnancı o kadar çok istismar ettik ki maddi ve manevi birçok iğrenç emellerimizde bile kullandık.
Ne oldu şimdi?
Yaradan bizim camilere ve Kabe’ye bile girmemizi istemiyor artık.
Diğer dinlere ait olan ibadethaneler de kapatıldı.
Rabbimiz sanki ‘İnsan gibi insan olun, kurallarıma uyun, bilime önem verip bu virüs belasından kurtulun ve öyle gelin!’ der gibi bir ders veriyor dünyaya…
Çünkü biz insanlar, insan olma bilincini kaybetmiş, paraya ve ihtişama boyun eğmiştik son günlerde.
Para ve şöhret hırsı insanoğlunu insan olmaktan çıkardıkça, bu tür illetler başımızdan eksik olmayacak gibi görünüyor.
Artık sadece evde duracağız ve
Bilimi bekleyeceğiz.
Şimdilik başka çaremiz yok...
Sağlıcakla…
#evdeKAL #evdekalNAZİLLİ #evdekalAYDIN #evdekalTÜRKİYE