“Cumhuriyet Savcıları;
Meriç kıyılarında çalışan Türk köylüsünün kaybolan sabanından tutunuz da, bu yurtta yaşayanların uğrayacakları en ufak bir haksızlıktan, hatta Bingöl dağlarıının ıssız kuytularında nafakalarını bekleyen öksüzlerin göz yaşlarından siz sorumlusunuz!”
Mahmut Esat BOZKURT – 3. Dönem Türkiye Hükümeti / Adliye Vekili
Yer: İsviçre – 1919 Haziran ayı sonları.
Mahmut Esat, Şükrü Saraçoğlu ile birlikte İsviçre’de eğitim görüyorlar.
Anadolu’da Kuvâ-yi Milliye ruhu canlanıyor.
Ateşli iki genç, İtalya-Napoli üzerinden Rodos’a oradan da gizlice İtalyan gemisi ile Kuşadası’na geliyorlar, İtalyan işgali altındaki Kuşadası’nda ulusal direnişe katılıyorlar.
Direnişi Demirci Mehmet Efe’nin yanında, Aydın dağlarında sürdürüyorlar.
Avrupa’nın göbeğindeki en ünlü hukuk fakültesinden, elleri kalem tutan yalçın gencin, Aydın dağlarında direnişe süren bir macerasına..
Yunan ilerleyişini sürdürmek üzere Aydın yöresinde kurulan “Genç Aydınlar” grubunun kurucuları arasında yer aldı.
1920’de TBMM’ye katıldı. İzmir milletvekili olarak yaşamının sonuna dek sürdüreceği yasama görevinde tam bağımsızlıkçı tutumundan ödün vermedi.
İtalyan Generali Senni ile yaptığı görüşmelerde, İzmir’de tek bir Yunan askeri bırakılmasına izin verecek barışın asla kabul edilmeyeceğini vurguladı.
1922’de İktisat Vekilliği’ne getirildi.
Halkı şirketler kurarak yerli sanayinin geliştirilmesi yönünde özendirdi. Köy Bankaları Projesi ile halkı tefecinin elinden kurtarmayı, üretime dayalı, köylülerin ekonomik ve toplumsal durumlarını düzeltmeyi, köyleri bayındırlaştırmayı hedefledi.
Türkiye’de kişi ve sınıf egemenliğinin değil, gücünü Türkiyeli üreticinin ekonomik ve toplumsal çıkarlarından alacak halk saltanatının kurulması tezini savundu.
Tek egemen gücün ulus olduğunu ısrarla vurguladı.
1924’te Adliye Vekilliği’ne getirildi.
1924 Anayasa tasarısı görüşmelerinde “Cumhurbaşkanına veto ve fesih yetkisi veren maddelere ulus egemenliğine aykırı” olduğu gerekçesiyle karşı çıktı.
Çağrısı üzerine Çankaya’da Atatürk ile konuyu tartıştı ve ikna etti.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ofisi olmadığı için bir tren vagonunu çalışma ofisi olarak kullandı.
Düşünsenize;
O tren vagonunda, Çağdaş Türk Medeniyetinin, hukukî ve adli tarihi, yapı taşı satır satır yazıldı..
İnançla bağlandığı Atatürk ile dahi tartışabilecek kadar medeni cesaret ve hukukun üstünlüğüne adanmışlık sahibi.
1925’te TBMM’de yapılan törende göğsüne Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklal Madalyası takılan bu yalçın devrimci;
1926’da Medeni Yasa’nın, Ceza Yasası’nın, Borçlar Yasası’nın, Kara Ticaret Yasası’nın,
1927’de Hukuk Davaları Yargılama Usulü Yasası’nın,
1929’da Ceza Davaları Yargılama Usulü Yasası’nın, Ticaret Yasası’nın Deniz Ticareti’ne yönelik ikinci kitabının, İcra ve İflas Yasası’nın TBMM’de kabulünde önemli hizmetleri oldu.
Hâkimler Yasası ile de yargıçların atama, yükseltme ve görevden alma işlemlerini yasal güvenceye bağladı.
Bu yasa ile Türk kadınlarının mesleğe girmesine de olanak sağladı. Böylece Türkiye Almanya’dan sonra kadın yargıcı olma onuruna erişen ikinci ülke oldu.
Geleneksel düşünceyi temsil edenlerin tüm itirazlarına karşı var gücüyle savaşarak Ankara’da Adliye Hukuk Mektebi’nin açmasını sağladı ve çağdaş Türkiye’nin çağdaş hukukçularının yetiştirilmesinde öncü rol oynadı.
Soyadını, Lozan’da kabul edilen kapitülasyonların kaldırılmasının da fiilen yürürlüğe girdiğinin göstergesi olan ünlü Bozkurt-Lotus Davası’ndan aldı.
Hatta Atatürk’ün davadaki başarısından dolayı “Ateştentürk” soyadını önermesine rağmen af dileyerek “Bozkurt” soyadını almayı rica etti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik hukuk düzenine taşınmasında katkısı olan Mahmut Esat, bu sürecin devrimci kuşaklara aktarılmasında da etkin rol oynadı.
1933’te Ankara İnkılap Kürsüsü’nde Atatürk tarafından Türk Devrimi’nin “hukukî ve adli tarihini” okutmakla görevlendirildi.
1940’lı yıllarda Milis Yüzbaşı Rütbesi ile onurlandırılan Kuvâ-yi Milliye kahramanı Mahmut Esat Bozkurt silahıyla cephede, konuşmalarıyla mecliste, kalemiyle basında çağdaş Türkiye’nin yapılanmasında, Türk devriminin genç kuşaklara aktarılmasında etkin rol aldı.
51 yıllık yaşamı süresince kaleme aldığı 7 kitap, 500’e yakın makale yazdı.
Bir gün dost hatıratında şöyle dedi:
“Benim düşmanlarım ve sevmeyenlerimin hakkımda yaptıkları ithamlar ve saldırılar benim nezdimde birer onurdur. Çünkü onlar sayesinde azimle ve hınçla mücadele ettim. Ben onları göğsümde bröve olarak onurla taşırım!”
Mahmut Esat BOZKURT – Çağdaş Türkiye’nin yapılanmasında etkin rol almış bir Türk devlet adamı, Türk Devrimcisi
Vatan toprağı ve bayrağı için kanının son damlasına kadar mücadele etmiş tüm babalarımızın Babalar Günü kutlu olsun!
Mehmet Gürkan TIĞOĞLU