Aydın’ın Söke ilçesinde yuvasına konduğu anda elektrik çarpan leyleğin yuvası, güvenli bir yere taşındı.
Doğal güzellikleri ile birçok hayvan türüne ve yaban hayatına ev sahipliği yapan Aydın'ın simgelerinden biri haline gelen leylekler, bu yıl da Aydın’ı tercih etti. Aydın’ın 17 ilçesine bağlı 108 yerleşim yerlerinde yapılan sayımlarda 434 yuvada 868 adet leylek tespit edilirken, Söke ilçesi Yeşilköy Mahallesi’ndeki leyleğe, yuvasına konduğu anda elektrik çarptı. Elektrik çarpması sonucu yuvasına konamayan leyleğin tekrar havalandığını gören vatandaşlar, durumu Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’ne (EKODOSD) bildirdi. İhbar üzerine bölgeye gelen EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, yaptığı incelemelerin ardından Söke ADM Elektrik Dağıtım şirketi ekipleri ile birlikte bahse konuyu yuvaya çıktı. Yuvada yapılan incelemede, leyleğin elektrik telleri üzerine yuva yaptığı ve 2 elektrik telinin yuvasının içinden geçtiği görüldü. Son günlerde yaşanan yağışlar sebebiyle yuvasına konan leyleğe elektriğin çarptığı ve tekrar havalandığı tespit edildi. Daha sonra ekipler, içerisinde 3 yumurtanın tespit edildiği yuvayı 20 metre ileride bulunan boş bir leylek platformuna taşıdı. Güvenli bir şekilde taşınan yuvanın ardından, anne leylek yeni yuvasına gelerek yavrularına sahip çıktı.
“YAVRULARA DA YUVAYI DA SAHİPLENDİ”
Yaşanan olay ile ilgili açıklamalarda bulunan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “Aydın’ın Söke ilçesine bağlı Azap Gölü yakınlarındaki Yeşilköy’de bir leyleğin yuva yeri değiştirildi. Yeşilköy’de bulunan duyarlı vatandaşlar tarafından bir leyleğin yuvasına konduğu anda elektrik çarpılmasıyla karşılaştığı ve tekrar havalandığı ihbarı geldi. Leyleğin yuvayı elektrik telleri üzerine yaptığı, hatta tellerin iki tanesinin yuvanın içinden geçtiği ve yağışın etkisiyle de yuvaya konduğu anda elektrik çarpılmasıyla kanatlarını çırparak tekrar havalandığı görüldü. ADM personeliyle birlikte yuvaya çıkarak, öncelikle yuvada yavru olup olmadığına bakıldı. Yuvada yavru yoktu, sadece 3 yumurta tespit edildi. Leylekler konusunda çalışmalar yürüten bilim danışmanı üyemiz Doç. Dr. Ortaç Onmuş ile canlı görüşülerek, yuvanın durumu hakkında bilgi verildi. Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne de yapılacak işlem konusu bilgilendirildi. 20 metre ilerideki başka bir direkte boş olarak duran platforma yuva transferinin yapılması kararlaştırıldı. Riskli direkteki yuva tamamen aşağıya alındı. Bozulan yuva tekrar kullanılabilir hale getirilerek, diğer direkteki yapay platformun üzerine yerleştirilip, rüzgardan uçmasını engellemek için tellerle sabitlendi. Yumurtaların konulacağı alana saman ve otlardan oluşan yumuşak malzemeler konuldu. Daha sonra yumurtalar havludan çıkarılarak yumuşak malzemelerin üstüne bırakıldı. Yapılan tüm işlemleri karşıdan izleyen yuva sahibi leylek havada süzülerek yuvanın etrafında uçmaya başladı. Bir süre sonra yuvaya konarak, yumurtaları izlemeye aldı. Daha sonra yuvanın bazı yerlerindeki çalıları gagasıyla düzeltmeye başladı. Tekrar uçtu ve bir süre sonra gagasında çalıyla gelerek yuvayı onarmaya başladı. Bir müddet sonra yumurtaları gagasıyla düzelterek, çarpılma riski olmadan güven içinde üzerine yattı. Bu durum hem yuvayı hem de yumurtalarına sahip çıktığını gösterdi. Yeşilköy’de diğer yuvalarda çıkan yavrular gibi, bu yuvadaki yumurtalardan çıkacak 3 yavruyu biz de merakla bekliyoruz” dedi.
“BU UYGULAMAYI ÜLKE GENELİNE YAYMALIYIZ”
EKODOSD bilim danışmanı EGE Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ortaç Onmuş ise “Eskiden arada sırada yuvada yanan leylek haberlerini duyar hem üzülür hem de şaşırırdım. Bir leylek nasıl olurda yuvada yanar diye düşünmeden edemezdim. Ancak, yıllar öncesinde İzmir Selçuk’ta halkaladığımız bir leylekten böyle bir durumu kendi gözlerimle görünce olayın ne kadar dramatik olabileceğini daha iyi anladım. Leylekler 1950-1960 Yıllarda ülke genelinde oldukça yaygın bir ağaç türü olan Karaağaçlar üzerinde genel olarak yuva yapmayı seven türlerdi. Ancak yine bu yıllarda ülkemiz ve tüm Avrupa'da yaşayan karaağaçların neredeyse tamamı Amerika'dan geldiği bilinen Karaağaç vebası olan bulaşıcı mantar hastalığı nedeniyle yok oldular. Bu yok olan ağaçlar leylekler için ciddi bir sorundu. Üreyecekleri yerleri kalmamaya başlamıştı. Yok olan karaağaçlar öylesine bir sorundu ki, halen ülkemizde sayısız yerleşim yeri ve köyün adı karaağaç olmasına rağmen bu bölgelerde karaağaç bulmak neredeyse çok çok zordur. Yine aynı yıllarda ülkemizde bölgesel elektrik üretiminden ulusal elektrik sistemine geçiş ve sonrasında çok ciddi miktarda artan elektrik ve telefon direkleri sayesinde direkler üzerine yuva yapmaya başladılar. Bu direkler geçici bir çözüm sağlasa da aslında kısmen de ciddi başka bir sorundu, çünkü artık leylekler elektrik çarpılmalarına, yuva yangınlarıyla karşı karşıya kalıyorlardı. Elektriğin gittikçe artarak kullanılması, daha kompleks ve yüksek gerilimde nakil hatları nedeniyle sorunlar da gittikçe büyüdü. Bu gerekçelerde Ege Üniversitesi olarak yıllardır ülkemizdeki leylekler için yapay üreme platformu yaparak yuvaları tellerden 1.5 metre daha yukarıya kaldırma çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmalara bazı elektrik dağıtım kurumları da sahip çıktılar. Aslında yapılan bu çalışmalar herkesin yararınaydı. Yanan her leylek yuvası, ölen her leylek aynı zamanda yanan bir trafo ve elektrik hattı demekti. Bu çalışmalar doğayı insanla birlikte korumak demektir. Ancak, her yerde ne yazık ki yapılamıyor. Bu başarılı çalışmaları tüm ülkeye yaymalıyız. Bugün EKODOSD, ADM ve Milli Parklar çok övülesi bir iş yaptılar, onlarla gurur duyuyorum. Burada unutulmaması gereken gizli bir ya da birkaç kahraman var, o da bu sorunu görerek, çözülmesi için uğraşan yerel halk ve doğa gözlemcileri” dedi.
Yorum Yazın